31 Mart 2013 Pazar

“Sanat doğadan çıkarılan bir soyuttur.” Gauguin!


“Renk bir zevk ve duygu işidir.”
“İnsanın söyleyecek bir şeyi olmalı. Yoksa olmaz. Her şeyden çok resmi sevmeyince insan ressam olamaz. Hem sonra mesleğin inceliklerini bilmek de yeterli değildir. Duygu ve çoşku da gerek. Bilim çok iyi ama bizim için imgelem daha da gereklidir… “ demiş Edouard Manet.
*İmgelem: insanın istediği şeyleri gözünde canlandırabilme yetisinin ürünlerini kapsayan evren. (en azından vikipedi öyle olduğunu düşünüyor.)
Öyle sanki sanat tarihi okumuşum edasıyla beylik laflar etmeye kalkışmadım onun yerine alıntıladım. Ancak şu bir gerçek ki ben Arşi Olcay'ın en çok aklına geleni resmettiği ve bunlar için bazen bir gazete kağıdını bazen bir çikolata kartonunu tuval gibi kullandığı resimlerini sevdim. Çünkü bana göre de 'sanat doğadan çıkarılan bir soyuttur!

30 Mart 2013 Cumartesi

Modern Bakış...

Biz dedemin üç torunuyuz... 
Anneannem ve dedemin Kuşadası'nda bulunan 30 küsur senelik yazlığı sayesinde bol bol manzara, gün batımı ve yeşillik gözlemleme şansımız oldu. Arşi Olcay resim adına yeni çıkan her yeni gereci takip ederdi demiyorum ancak biz torunları ve yakın çevresi sayesinde keçeli kalemler veya yapışkanlı kağıt gibi malzemeler konusunda büyük bir merakı oluştuğunu hatırlar gibiyim. 
Keçeli kalemler tükenmez kalem gibi tek renk olmadığı ve daha yaratıcı fikirler ortaya koyma potansiyeli bulunduğu için bizim ve onun en çok kullandığı resim malzemeleri arasında sayılırdı. Küçükken hep beraber Kuşadası merkeze indiğimizde dükkanlardan beşli onlu bizde bulunmayan renklerden kalemler aldığımızı hatırlıyorum. Her birimizi masanın başına oturur elimize birer kağıt ve bolca keçeli kalem tutuştururdu. Hepimiz aklımızda ne varsa çizer dedeme gösterip beğenisini kazanmak için saatlerce uğraşırdık.
Anneannem hala yaptığımız resimleri saklıyor...
Bir kaç gün boyunca Arşi Olcay'ın çeşitli malzemeler ve boyalar kullanarak oluşturduğu modern tarzdaki resimlerini paylaşacağım.
Hepimize iyi seyirler!

29 Mart 2013 Cuma

Arşi Olcay kimdir?: Dedem, Resim ve Ben

Nevi şahsına münhasır! Sanatçı bir  dedenin torunu olarak onun hakkında söyleyebileceğim en kesin ifade kesinlikle budur. Etrafımda çok fazla ressam olmadı ancak ressam, yaptığı işe bu denli sahip çıkan bu denli benimseyen ve kesinlikle resimle yaşayan bir insan demekse ben hayatımın küçük ama anlamlı bir bölümünü onunla geçirdim. Dedem'den kısa notlar:

1-)Mimar ve ressam olan Arşi Olcay  (kesin olmamakla beraber) 1912 yılında Soma'da doğdu. Balkan savaşlarına tekabül eden bu zaman içinde doğduğu tarih veya gün tam olarak bilinmemekte.
2-) Hayran olduğum natürmort çalışmalarının yanı sıra non figüratif çalışmaları ve kesinlikle mobilya tasarımlarıyla insanı kendine hayran bırakmaktadır
3-)Post-empresyonizm akımını takip ettiği söyleniyor
4-) 3 torunu bulunuyor içimizden biri ise mimar
5-)Kalemlikten paspartuya, resimlerini sergilediği çerçeveden şu an hala üzerinde oturabildiğimiz koltuklara kadar bir çok şey tasarladı
6-)Atılmak üzere bir kenara ayrılmış çikolata kutularından resim defterleri, bitmiş tuvalet kağıtlarının içindeki kartonlardan kalemlik yapardı ve güzel bir manzara bulduğu anda çevresinde bulunan herhangi bir şeyi resim çizmek için kullanırdı
7-) Öğretmen kimliği ile ilgili en ilginç detay ise anneannemin anlattığıdır: Öğrencilerin ders arasına çıktığı vakitlerde kara tahtaya tebeşirle çizdiği resimler öğrencileri hayran bırakırmış
8-)Mimariyle ilgili bir çok kitabı bulunmakta
9-)Tüm ömrü boyunca şekerli yiyecekleri bolca tüketmiş olmasına rağmen hiç bir zaman şekerle ilgili problem yaşamadı
**

Not: Resim hakkında çok teknik bilgim olmadığı için bu blog sadece 'ressam olan dedem' ile ilgili ilginç detaylar paylaşmak ve eserlerini tanıtmak amacıyla oluşturuldu
Resimlerin dijital ortama aktarılması, bize derlenip toparlanarak sunulması ve en önemlisi Arşi Olcay için bu denli çaba sarf etmesi sebebiyle  Nazmi Tirben'e teşekkürü borç biliriz.