12 Nisan 2013 Cuma

Cepte taşınan resim defterleri

Bu da benim Montmartre'da
çektiğim bir fotoğraf
Sanatçı ruhlu insanlar hayata farklı baktıkları için biraz uçuk kaçık tipler oluyor genelde. Toplum içinde dışlanırım korkusu olmadan düşüncelerini ifade edebilme özgürlüğüne erişmiş, kendilerini sınırlandırmaları gerekmediğine inanan insanlar olarak yaşıyorlar. 1900 'lerin Fransa'sında yaşamış olsaydım daha net ifade edebilirdim belki... Ancak Picasso'ların  resim yaptığı bir süre hayatını geçirdiği Montmartre bölgesine yaptığım küçük ziyaret sırasında fark ettim; içinde yaratma isteği bulunan insanların hangi ülkede yaşadıkları pek fark etmiyor. Hepsi her an her yerde çizilmeyi bekleyen bir resim, söylenmesi gereken bir şarkı yada çalınması gereken bir enstrüman varmış gibi davranıyorlar. Ben Arşi Olcay sayesinde işin daha çok "çizilmesi gereken"leriyle ilgilendim. Daha doğrusu o, şimdi yazılması gerekenlerle ilgilenmemi sağladı. Elinde gezdirdiği küçük resim defterini her daim cebinde taşıdı ve o çizilmesi gereken resimleri hep bir yerlerde aradı ve buldu. Yürüyüşe çıkmak, arabayla uzun bir yola gitmek yada yemek yemek üzere evden çıkmak. Hiç fark etmezdi ona çünkü o, yolda yürürken karşısına çıkan güzel bir çiçeğin, yemek yerken tabağında oluşan lekelerin yada arabayla gezerken önüne aniden çıkan denizin resmini çizebilmek için yanında o defteri mutlaka taşırdı. Sanki her anı not etmek istiyor gibiydi. Çocukken çok garip gelirdi bu bana. Düşünsenize siz keyifle önünüzdeki Nutellalı ekmeği yemeye çalışıyorken dedeniz (aynı şekilde Nutellalı ekmeği çok severdi.) tabağındaki ekmeğin resmini yapmaya çalışıyor. Reçelleri ekmeğin üzerine aynı titizlikle sürerdi sonra da 'bak aynı tablo gibi oldu' derdi.

 Bu lafı çok fazla duydum. Sonra o ressamlar tepesi olarak anılan Montmartre'a gittiğimde aynı heyecanı Fransız ressamlarda da gördüm. Bir ressam önüne aldığı bir çiçeği resmetmeye çalışıyor, başka biri hayalindeki bir insanı çiziyor... Bu arada o bölge gittiğim en keyifli yerlerden biriydi. Yolda durdurup resminizi yapmak için can atan bu kadar çok ressamı bir arada başka yerde bulmanız imkansız. Gitmek görmek keşfetmek insana ayrı bir bakış açısı sunuyor. Anneannem ve dedemin hayatından öğrendiğim en keyifli bilgilerden biri kesinlikle budur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder